Bizim Cengizler…

 
Bizim Cengizler… Bizim Cengizler…

Geçtiğimiz hafta akademi ve sosyal dünyayı sallayan haber, Koç Üniversitesi Rahmi M. Koç Bilim Madalyası’nın bu yıl İngiltere Cambridge Üniversitesi’nde görevli akademisyen Prof.  “Dünya uluslararası ilişkiler tarihinde Asya fırtına gibi eserken 13.   Batı, sadece kendisini görmüş, oysa en büyük güçler ve emperyalistler o zaman Rusya, Osmanlı, hatta Çin’i, Kore’yi sömüren, mahveden Japonya!. yy’da Avrupa, dünyanın neredeyse taşrasıydı” diyecek kadar iddialı ve gerçekçi. Erdoğan’ı bir nevi yeni Cengiz olarak, Cengizci olarak tanımlıyordu. Yani ülke üzerindeki egemenliği kişiselleştiren, güçlü lider, karizmatik, baba tipi. Dr. Ve Ayşe Zarakol burada bir tehlikeye de dikkat çekiyor: Ulus devlet modelinin çökebileceğine! Bunun tezahürlerini de görmüyor değiliz, kurucu lider Atatürk’ün adının ve izlerinin silinmeye çalışılması, milliyetçilik yerine din ve ümmet ideolojisinin eğitimde başat olması gibi. Tabii bir de milliyetçi lidere karşı çıkılabilir ama dini lidere karşı çıkılamaz, din sorgulanamaz. Ayşe Zarakol, eğitimini Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden başlayarak hep Anglosakson eğitim kurumlarında bitirmiş, akademik kariyerini de İngiltere’de Cambridge’de sürdürdüğü halde, Anadolu coğrafyasının kodlarını hiç kaybetmemiş. Prof. ” Diye açıklıyor tarihteki güç dengesini.  Üstelik bunu milliyetçilik değil, dindarlıkla da birleştirerek ümmet üzerinden bir de dini lider karizması ekliyor ve zor zamanlarda eteklerinin altına sığınılan güçlü lider oluyor. Bundan önce de her yıl sonuna doğru verilen bu ödülün haberi kamuoyunda az çok yankılanırdı, örneğin covide karşı aşı bulan Uğur Şahin ve Özlem Türeci gibi, ama Ayşe Zarakol’un tezleri ve son iki kitabı, Türkiye’nin yarısının büyük hayal kırıklığı yaşadığı genel seçimlerden önce de çok tartışılmış ve ilgi uyandırmış olduğu için dikkat çekiciydi. Ayşe Zarakol’a verilmesiydi. 16. “Avrupalı krallar kendilerine imparator isimler verirken asıl güçlü olanlar Asya’daydı, Moğollar, dünya hakimiyetine en çok yaklaşan onlar. yy’da dünyanın üçte biri Osmanlı, Safavi, Babür kontrolünde. Babası Cihan Zarakol’un tarih merakından da feyz alarak uluslararası ilişkiler dalında yürüttüğü çalışmalarında tarihi anglosaksonlar gibi onların tarihiyle başlatmamış, Asya’ya gitmiş, Moğollara, Cengiz Han’a kadar uzanmış. Dr.

Bizim Cengizler…

  Batı, sadece kendisini görmüş, oysa en büyük güçler ve emperyalistler o zaman Rusya, Osmanlı, hatta Çin’i, Kore’yi sömüren, mahveden Japonya!. Koç Bilim Madalyası’nın bu yıl İngiltere Cambridge Üniversitesi’nde görevli akademisyen Prof. Erdoğan’ı bir nevi yeni Cengiz olarak, Cengizci olarak tanımlıyordu. Dr. “Avrupalı krallar kendilerine imparator isimler verirken asıl güçlü olanlar Asya’daydı, Moğollar, dünya hakimiyetine en çok yaklaşan onlar. 16. yy’da dünyanın üçte biri Osmanlı, Safavi, Babür kontrolünde. yy’da Avrupa, dünyanın neredeyse taşrasıydı” diyecek kadar iddialı ve gerçekçi. Yani ülke üzerindeki egemenliği kişiselleştiren, güçlü lider, karizmatik, baba tipi. ” Diye açıklıyor tarihteki güç dengesini. Babası Cihan Zarakol’un tarih merakından da feyz alarak uluslararası ilişkiler dalında yürüttüğü çalışmalarında tarihi anglosaksonlar gibi onların tarihiyle başlatmamış, Asya’ya gitmiş, Moğollara, Cengiz Han’a kadar uzanmış. Ayşe Zarakol’a verilmesiydi. Dr. Geçtiğimiz hafta akademi ve sosyal dünyayı sallayan haber, Koç Üniversitesi Rahmi M. Ve Ayşe Zarakol burada bir tehlikeye de dikkat çekiyor: Ulus devlet modelinin çökebileceğine! Bunun tezahürlerini de görmüyor değiliz, kurucu lider Atatürk’ün adının ve izlerinin silinmeye çalışılması, milliyetçilik yerine din ve ümmet ideolojisinin eğitimde başat olması gibi. Tabii bir de milliyetçi lidere karşı çıkılabilir ama dini lidere karşı çıkılamaz, din sorgulanamaz. Prof. Ayşe Zarakol, eğitimini Üsküdar Amerikan Kız Lisesi’nden başlayarak hep Anglosakson eğitim kurumlarında bitirmiş, akademik kariyerini de İngiltere’de Cambridge’de sürdürdüğü halde, Anadolu coğrafyasının kodlarını hiç kaybetmemiş.  Üstelik bunu milliyetçilik değil, dindarlıkla da birleştirerek ümmet üzerinden bir de dini lider karizması ekliyor ve zor zamanlarda eteklerinin altına sığınılan güçlü lider oluyor.  “Dünya uluslararası ilişkiler tarihinde Asya fırtına gibi eserken 13. Bundan önce de her yıl sonuna doğru verilen bu ödülün haberi kamuoyunda az çok yankılanırdı, örneğin covide karşı aşı bulan Uğur Şahin ve Özlem Türeci gibi, ama Ayşe Zarakol’un tezleri ve son iki kitabı, Türkiye’nin yarısının büyük hayal kırıklığı yaşadığı genel seçimlerden önce de çok tartışılmış ve ilgi uyandırmış olduğu için dikkat çekiciydi.